12 Mart 2014 Çarşamba

Doç. Dr. MEHMET ÖZDEMİR

» Başkanlık Divanı / Doç.Dr.Mehmet Özdemir
Doç.Dr.Mehmet Özdemir

Meslek Demokratik Kitle Örgütleri Başkanı
Eğitim Durumu Üniversite
E-Posta
Görevi
Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nü 1973 yılında bitirdi. Aynıüniversitede Kültür-Edebiyat ve Siyaset Sosyolojisi dallarında Yüksek Lisans Derecesi aldı. "Turizmin Türkiye'nin Sosyo-Ekonomik Yapısına Tesirleri" konusunda doktora yaptı. Temel Bilimler Diploması, Eğitim, Psikoloji, Felsefe sertifikaları aldı. Bir süre Almanya'da Goethe Enstitüsü'nde eğitim gördü. Ankara Yükseliş Koleji Lise Müdür Yardımcısı ve Felsefe Öğretmeni, Ankara Ticaret Odası Dergisi Yayın Yönetmenliği(1973-1975) yaptı. T.C Turizm Bankası A.Ş.'de uzman, Araştırma ve Eğitim Başkanlığı, İşletmeler ve İştirakler Başkanlığı (1975-1988), Turban Turizm A.Ş.'de Genel Müdür Yardımcılığı ve Genel Müdürlük görevinde bulundu (1988-1991). Çeşitli kuruluşlarda (Milli Prodüvikite Merkezi, Ataköy Otelcilik, v.s) Yönetim Kurulu üyeliklerinin yanında, 1985-1991 yılları arasında Kıbrıs Türk Turizm İşletmeleri Yönetim Kurulu Asbaşkanı olarak çalıştı. Kuzey Kıbrıs Turizmine hizmetlerinden dolayı KKTC vatandaşlığı verildi. Türkiye Üniversitelerinde ilk kez H.Ü. Sosyoloji Bölümü'nde "Turizm Sosyolojisi" dersini ve seminerlerini başlattı. Bu üniversitede 1984 yılında öğretim elemanlığına başladı. 1992-1995 yıllarında Yardımcı Doçent olarak çalıştı. 1991-1994 yıllarında özel sektörde Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Koordinatör ve Turizm Müşaviri görevini yürüttü. Kasım 1994 yılında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na eğitim işlerinden sorumlu İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı olarak girdi. 1995 yılından itibaren Merkez Bankası eğitim faaliyetlerini uluslararası düzeye çıkardı. Birer hafta süren programlarda sekiz yılda Avrupa Birliği ile ilgili 10, Türkiye ve Dünya gündemindeki konularla ilgili 5 dizi konferans düzenledi. Bu faaliyetler kaynak kitap olarak yayınlandı, editörlüğünü yaptı. Daha sonra Başkan danışmanı olarak emekli oldu (Aralık 2011). 2012 Şubat'ından itibaren Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde öğretim görevlisidir. Çeşitli zamanlarda Ankara Gazeteciler Cemiyeti, bazı yayın organları ve kuruluşlarca "Yılın Bürokratı" ve "Yılın Turizmcisi" seçilmiştir. Mehmet ÖZDEMİR'in fikri olgunlaşması, 1961 yılından itibaren Türk Ocaklarında başladı. 1962 yılında Ankara Türk Ocağı Gençlik Kolu Sekreteri, 1963 yılında Ankara Türk Ocağı Yönetim Kurulu Üyesi oldu. Milliyetçi Gençliğin teşkilatlanmasında öncülük eden Özdemir, 1964 yılında ( Alp Çeriler ) Genç Milliyetçiler Derneği, 1965 yılında ikinci Kuvay-ı Milliye Derneği Kurucu Genel Başkanlığı yaptı. 1968 yılında Hacettepe Üniversitesi Ülkü Ocağı Kurucu Başkanı oldu. Kıbrıs harekâtından sonra kurulan A.P. Gençlik Kolları Genel Sekreterliği (1974), bilahare Ankara İl Gençlik Kolu Başkanlığı'nda bulundu (1976). Kök-Sav (Kök Stratejik Araştırmalar Vakfı) Kurucusu (1991) ve Demokratlar Kulübü (1990) Yönetim Kurulu Üyesidir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Yaylada Bir Sensiz Akşam (Şiirler 1968), Araştırma Nedir? Bilimsel Araştırma Metodolojisi (1983), Turizm Nedir? (1987), Türklerde Turizm (1991), Turizmin Türkiye’nin Sosyo-ekonomik Yapısına Etkileri (1992), Turizme Fiske Taşları (1998), Arif Nihat Asya Kıbrıs’da (2003), D.P. Eleştirilerine Cevap (Köy Enstitüleri) (2008), Kitaplarının yanında çeşitli yazıları, ayrı basım tebliğleri vardır.



Doç. Dr. Mehmet ÖZDEMİR

Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı ve Demokratlar Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Mehmet Özdemir Kıbrıs’ta yaşanan son olayları değerlendirdi: 

“Kıbrıs’taki güvencemiz Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’dur”
            Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Özdemir Kıbrıs’ta (KKTC) yaşanan son gelişmelerle ilgili olarak yaptığı açıklamada: “ Kıbrıs’taki güvencemiz Cumhurbaşkanı  Derviş Eroğlu’dur” dedi.
            Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Özdemir, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
            TÜRKİYE'DE MAHALLİ SEÇİMLER VE KASET KAVGALARI!...
            “ Türkiye’de Mahalli Seçimler ve  kaset kavgaları ile göz gözü görmez bir kargaşa yaşanırken KKTC’de ilginç gelişmeler olmaktadır. Kıbrıs sorununa kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm getirmek için geçtiğimiz ay ortalarında Kıbrıs Türk ve Rum liderlerinin altına imzalarını koydukları ortak metnin ara bölgede Birleşmiş Milletler (BM) Misyon Şefi Lisa M. Buttenheim tarafından okunmasından sonra bir ‘iyi niyet dalgası’ yayılmıştır. Özellikle Türk ve Rum müzakerecilerin çapraz görüşmeleri (Türk müzakerecilerin Atina’yı, Rum müzakerecilerin Ankara’yı ziyareti) memnuniyetle karşılanmıştır.
“Nihai hedefleri Türkleri, Rumların tebaası ve ikinci sınıf vatandaş yapmaktır.”
            Rum Lider Nikos Anastasiadis, geçmişteki Rum devlet başkanlarından biraz farklı gibi gözükmektedir. Rumlar, şimdiye kadarki müzakerelerde kendilerini sürekli olarak, adanın ve mevcut tanınmış devletin sahibi görmüşlerdir.
            Ada’nın tümüne sahip ve egemen olmadıkça da Türklerle herhangi bir anlaşmaya yanaşmamışlardır. Hep bir bahane bulup, masadan kalkmayı ve Türkleri de oyunbozanlıkla suçlamayı adet haline getirmişlerdir.
            ALDIKLARI TAVİZLERİ "BÜYÜK KAZANÇ" OLARAK GÖRÜYORLAR!..            Bu müzakerelerden elde ettikleri en büyük kazanç; aldıkları tavizleri ‘kazanılmış hak olarak’ görmüşlerdir. Her yeni müzakereye de o noktadan başlamışlardır. Nihai hedefleri de Türkleri, Rumların tebaası ve ikinci sınıf vatandaş yapmaktır.
            Rum Lider Nikos Anastasiadis, ekonomik olarak iflas ve bataklığın dibinden kurtulmanın tek çaresi olarak, tek yönlü olarak ilan ettikleri münhasır ekonomik bölgelerinin içinde yer alan petrol ve doğalgazdan yararlanmayı görmektedir.
            Rumlara kalsa, bu kaynaktan Türk’lere bir cent bile vermezler.
            Ancak anlaşılan birileri; Anastasiadis’ın kulağına, adaya barışı getirerek federasyon, konfederasyon veya bizim tercihimiz iki ayrı devlet gibi bir çözümün bulunmaması durumunda, doğalgazın ve petrolün çıkarılamayacağı gerçeğini fısıldamıştır. Hatta bu işin gerçekleşmesi gerektiğini, İsrail’in de beklentileri açısından şart olduğunu hatırlatmıştır.
“Kıbrıs’ta her şey güllük gülistanlık değildir”
            Ancak Kıbrıs’ta her şey güllük gülistanlık değildir. Kıbrıs’lı Rumların şöven milliyetçiliğinin akılla ilişkisi hiçbir zaman olmamıştır. Papadopulos liderliğindeki ‘Megalo İdea’, panhelenizm taraftarı DİKO partisi hükümetteki 4 bakanını çekmiştir.
            Geri kalan 7 bakan da Rum lidere yeni bir kabine revizyonu fırsatı  vermek için istifa etmişlerdir. Böylece görüşmeler ilk meyvesini Anastasiadis hükümetinin yıkılmasıyla vermiştir. Bu istifalar Rum liderin Amerika ve AB nezdinde elini güçlendirecektir.
            Rum tarafı bu istifa olayını dünyaya ve bize karşı bir taktik olarak kullanacaktır. ‘Beni daha fazla zorlamayın, hükümetim de istifa etti. Türklere taviz veremem. Sonuçta bu varacağımız anlaşma halkın onayına gidecek. Halkta ne kadar tepki olduğunu görüyorsunuz’ diye baskılara karşı duracaktır.
            Bu bir oyundur ve egemen güçler yine Rumlara karşı uygulayamadıkları baskı silahını, her zamanki gibi Türklere doğrultacaktır. Hele dışarıda itibarını gün be gün kaybeden bir Türkiye ve durdurulamaz akıbetini önlemeye çalışan bir Başbakan varken…
            MİLLİYETÇİLİĞİNDEN EMİN OLDUĞUMUZ LİDER, EROĞLU...
            Bu durumda iş, milliyetçiliğinden emin olduğumuz KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’na kalmaktadır. Kendisini bu oyunda bilgi ve tecrübesiyle en önemli güvence olarak görmekteyiz.”
            (DP Basın Merkezi – Ankara, 05 Mart 2014)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder